Theraplay, bağlanma, öz saygı, başkalarına güven ve neşeli bir bağlılık oluşturmak ve geliştirmek için uygulanan bir çocuk ve aileyi içeren bir oyun terapisi çeşitidir. Ebeveyn ve çocuk arasında doğuştan var olan, oyuncu ve sağlıklı etkileşim örüntülerine dayanır. Kişisel, fiziksel ve eğlencelidir. Theraplay etkileşimleri, ebeveyn-çocuk ilişkisinde bulunan dört temel özelliğe odaklanır: Yapı, Bağlılık, Besleme ve Mücadele. Theraplay seansları ebeveyn ile çocuk arasında aktif, duygusal bir bağ yaratır. Bunun sonucunda çocuk benliğini değerli ve sevilebilir, ilişkilerini de olumlu ve ödüllendirici olarak görmeye başlar.

Tedavi sürecinde Theraplay terapisti, eğlenceli oyunlar, gelişimsel olarak mücadele gerektiren aktiviteler ve şefkatli, duygusal olarak besleyici çalışmalar aracılığıyla ebeveyn ve çocuğa rehberlik eder. Ebeveyn ve çocuğun bu şekilde birbirlerine bağlanmaları, ebeveynin çocuğun davranışlarını düzenlemesine ve çocuğa sevgi, neşe ve güvenlik duygularını iletmesine yardımcı olur. Çocuğun ise kendini güvende hissetmesine ve kendisiyle ilgilenildiği, bağlılık ve değerlilik hislerinin gelişimine katkıda bulunur.

Theraplay en çok 18 ay- 12 yaş arasındaki çocuklar ile uygulanmaktadır. Özellikle bağlanma sorunlarında kullanılmakla birlikte;

  • İçe kapanıklık, depresyon, korku dolu olma veya utangaçlık gibi içselleştirme davranışlarında,
  • Dışavurumsal, öfke, karşı gelme gibi dışsallaştırma davranışlarında,
  • Ayrılık kaygısı,
  • Tırnak yeme,
  • Takıntılar (okb)
  • Kendini düzenleme zorluğu durumlarında,
  • Otizm Spektrum Bozukluklarında, Gelişimsel gecikmelerde,
  • Fiziksel zorluklarda etkili olduğu görülmüştür.

Theraplay uygulaması 4 ana boyutta incelenmektedir:

  1. Yapı:Bu boyut ebeveynin çocuğu için ortamı ve koşulları düzenlemesini içermektedir. Bağlanma teorisine göre, bebekler dünyaya korunmaya muhtaç bir şekilde gelirler ve etraflarında kendilerini güvende hissettirecek birilerine ihtiyaç duyarlar. Ebeveynin görevi de, çocuklarını güvende hissettirmek ve böylelikle çocuklarının fiziksel ve duygusal gelişimlerinin önünü açmaktır.
  2. Bağlılık:Bağlanma teorisine göre, çocukların olumlu bir benlik algısı oluşturması için, etrafındaki kişiler tarafından “görüldüğünü”, “değer verildiğini” hissetmesi gerekmektedir. Oldukça küçüklükten itibaren, bebeklerin ebeveynlerine bakmaları, gülmeleri sosyal bir iletişim isteği olarak tanımlanmaktadır.
  3. Besleme:Çocukların özsaygılarını geliştirmek için, ebeveynlerin güvenli üs olmalarını, çocuklara karşı sevecen ve ılımlı yaklaşımları içermektedir.
  4. Mücadele:Çocukları sevecen bir şekilde desteklerken, etraflarını keşfetmelerini, riskleri düşünüp, değerlendirmelerini ve yaşlarına uygun bir çaba içerisine girmelerini içermektedir.
Call Now ButtonHEMEN ARA!